top of page

İÇİ BOŞ AMA GÜÇLÜ YUVARLAK; SIFIR

Bir rakam düşünün, tek başına bir anlam ifade etmediği düşünülen fakat o olmadan da çoğu büyük değerli sayıların bir anlam ifade etmediği. Büyülü olduğu kadar bir o kadar da güçlü…


Bu anlamda bakınca bu rakamın ne kadar değersiz olduğunu düşünür bide yetmez gibi değersiz şeyleri ya da insanları değerlendirirken kullanırız. Halbuki kendinden farklı bir rakamın sağına konuverdiğinde değerine değer katarken, soluna konduğunda da değerini bir o kadar düşürür.

SIFIR aslında sayılar içinde en güçlü ve değerli rakamdır.

Bu sayı kadar üstüne yazıla yazılmış bir başka sayı yoktur herhalde. Bu sayı bizi geleceğe taşıyan sayıdır. Sıfırın gücünü anlamak için bu değerli sayının doğuşunu ve günümüze gelişini de bilmek gerekir.


Yeni ufukların açılmasında çok büyük etkileri olan ancak bir zamanlar şeytanın rakamı olarak suçlanan sıfır rakamının hikayesi…


1299 Floransa tarihli bir kararnamede, İtalyan Floransa kambiyo loncalarının, Arap rakamlarını, özellikle de “sıfır” ı kullanmayı yasakladığını görüyoruz. Kararın altına da küçük bir not düşülmüş: “Bu çok yaygın olmayan rakamın, Arap ülkeleri dışında kullanımı, ticarette çok büyük kargaşaya yol açabilir…”

Ne var ki, Floransa kambiyo loncasının bu kararına karşılık, o tarihlerde kâğıt üzerinde hesap yapmaya başlayan Avrupalı tüccarlar, yoğun bir biçimde Araplardan gelen sıfır rakamını kullanmışlardır. Çünkü sıfır olmadan, yalnızca Romen rakamlarıyla yazılı hesap yapmak hemen hemen olanaksızdı. Avrupa’ya sıfır oldukça geç bir tarihte gelmesine karşın, Antik Çağ’ın birçok uygarlığında sıfır kavramının var olduğu görülüyor.

Örneğin Eski Mısır’da sıfır yerine bir sembol kullanılıyordu. Öte yandan, yine Mısırlıların sıfırlı rakamların varlığından I.Ö. 2000 yıllarında bile bilgileri olduğu kanıtlanmıştır. Mesela Eski Mısırlılar, 10 rakamını “U” harfiyle, 100 rakamını “C” harfiyle ve 1000 rakamını da “lotus çiçeği” şekliyle gösteriyorlardı. Sıfır matematiksel kapasiteye ve normal bir sayı olarak kabul edilmesi, iki bin yıl sonra ancak Hindistan’da gerçekleşti. Bugüne değin kullandığımız diğer bütün sayılar şekil olarak tarih boyunca büyük değişim geçirirken, sıfır ise her zaman içi boş bir yuvarlak olarak kullanılmıştır. Sıfırın yuvarlaklığı ve içindeki boşluk Hint Mistisizminde yaşam döngüsü ya da diğer adıyla ‘ölümsüzlük kıvrımı’ olarak yorumlanır. Hindistan’da biçimlenip yer edinen sıfır oradan Orta Doğu’ya Arapların kullanımına geçti. Buradaki İslam alimleri sıfıra sahip çıkarak bugünkü kullandığımız Arap sayı sisteminin bir kısmını oluşturdu. Sıfırın ruhani ve entelektüel bir hayat bulmasının ardından sıfır engellerle karşılaştı. Avrupa’ya da geçen sıfır Hristiyanlığın İslam’a karşı Haçlı Seferleri düzenlediği bu dönemde, Arap fikirlerinin, matematikte bile olsa, yaygın şüphe ve güvensizlik nedeniyle 1299’da Floransa’da Arap rakamlarıyla birlikte sıfır da yasaklandı. Gerekçe ise sıfırın kolayca dokuza dönüştürülerek, rakamların sonuna birkaç sıfır eklenerek fiyat şişirme yoluyla sahtekarlık yapılmasıydı. Üstelik negatif sayılara geçit olduğu için sıfır tehlikeli görülüyordu. Negatif sayılar borç alma ve verme olgusunu meşrulaştırıyordu.


Sıfırın kabul edilmesi tam olarak 15. yüzyılda İngiltere’deki Oxford Üniversitesi tarafından kullanılmaya başlandı. Sıfırın matematikte bir fikir olarak gelişmesine yardımcı oldu ve bugün kullandığımız birçok bilimsel ve teknolojik yönteme kaynaklık etmiştir.

17. yüzyılda Fransız filozof Descartes’in icat ettiği Kartezyen koordinat sisteminin (okuldaki x ve y grafikleri) temelini sıfır oluşturuyordu. Günümüzde mühendislikten bilgisayar grafiklerine kadar birçok alanda hala bu sistem kullanılıyor.


Peki bu sıfır neden bu kadar değerli? İşte sebebi;

Ondalık sayı sisteminde bir rakamın sağına geldiğinde o rakamı on kat büyüten yüce bir semboldür. Hele para biriminde bol sıfır zenginlik demektir. Sıfır yeri geldiğinde hassasiyeti, inceliği, ayrıntıyı anlatır. Bir sayının önüne virgülden önce geldi mi milim, mikron gibi vs. ölçüleri ortaya koyar ki bu değerler mühendisliğin, bilimin vazgeçilmez parametreleridir. Sıfır rakamı başlangıçtır, sağına gelen rakamla artıyı, soluna gelen rakamla da eksiyi işaret eder. Sıfır başlangıçtır dedik, evet sıfır başlangıçtır, sıfır Milat’tır, miladi takvimin başlangıcıdır. Sıfır matematikte de en eğlenceli rakamdır, ki şöyle; toplamının etkisiz elemanı iken çarpımda yutan elemanı olur, bölme işlemine gelince de tanımsız oluverir. Sıfır doğal sayıdır ama aynı zamanda da tam sayıdır.


Sıfır olmasa teknoloji olmaz, yarın olmaz, iletişim olmaz…


Bugün kullandığımız bütün elektronik sistemlerde işlemci bulunur. İşlemci, bilgisayarın birimlerinin çalışmasını ve bu birimler arasındaki veri (data) akışını kontrol eder. Bilgisayarın yaptığı tüm işlemler; elektrik sinyalleri vasıtasıyla gerçekleşir. Devrede elektrik sinyalinin olması “1”, elektrik sinyalinin olmaması “0” ile ifade edilir. İşlemci sadece ikilik sayı sistemini kullanarak yani 0 ve 1 sayılarını kullanarak tüm işlemleri yapar. Yani sıfır olmazsa 1’in bir değeri yoktur, işlemci çalışmaz.


Yani kısaca;


Sıfır; ilaçtır, tıptır, sağlıktır, hayattır.

Sıfır; teknolojidir, çağdaşlıktır, gelecektir…

Şu içi boş ama güçlü yuvarlağa hak ettiği değeri vermek gerekir. Sıfır olmazsa hayat olmaz, gelecek olmaz...





 



KAYNAKÇA:


https://aldeadagli.com/sifirin-hayatimizdaki-onemi

https://www.cafrande.org/sifirin-tarihi-kendi-basina-bir-degeri-olmayan-baska-rakamlarla-anlam-kazanan-bir-elaman







144 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page